Ocak 2018. Yeni yılın ilk yazısının sorumluluğuyla başlıyorum önce yazıya; geçen yıl ekmekti konusu, bu yıl çikolata… Birisi bereketin simgesi diğeri ise keyfin. Genel olarak zor bir yıl oldu benim için 2017; kendimle çeliştiğim alanlarda mücadele ettiğim, bazı sorumlulukları yerine getirmek için kendimden ödün vermek zorunda kaldığım.
Öte yandan 2017 benim için kendimde gördüğüm, hissettiğim en güzel değişimleri yaşadığım bir yıl oldu. Manevi yolculuğumda en çok yol kat ettiğim yıl belki de. Hayatımı, beni ve ruh halimi en çok etkileyen üç şey var öğrendiğim bu yıl; kabul etmek, anda olabilmek ve kendini akışa bırakabilmek.
Kesin planlar yapmayı bıraktım artık; bahar aylarıydı sanırım; daha önce de bahsettiğim minimalist yazar Leo Babauta’nın bir yazısıyla aradığımı bulduğumu düşünüp, bir anda aydınlandığım zaman. (İngilizce olarak yazıyı buradan okuyabilirsiniz) Yazdıklarından çıkardığım ya da kendime aldıklarım:
Kendime belli tarihlerde ulaşılması gereken hedefler koymak yerine peşinden koşmak istediğim veya keyif aldığım şeyleri yapmalıyım. Her sabah kalktığımda yapmak istediğim bir şey varsa eğer, zaten onu yaptığımda onunla ilgili bir hedefim varsa o da bunun doğal sonucu olarak gelir. Bunu ilk uyguladığım konu ise kadınların en favori konusu olan “kilo verme” konusuydu. Ekim ayında mart sonunda ulaşacağım kiloyu bile yazmış plan yapmıştım ama nisan ayında o yazıyı okurken mart hedefimden çok uzakta bir yerdeydim. Tutmamıştı planım çünkü keyif almıyordum durumdan; ulaşmaya çalışıyordum sadece o rakama. Yani mutluluk vaadi gelecekteydi ama ben bugünde yaşıyordum, bu yüzden de tutmuyordu. Sonra hedefimi iptal edip beni mutlu eden hafif hissetme duygusunun peşinden gittim. Artık gram hesabı değil de hafif hissetmenin yollarını düşünüyordum ve keyif alıyordum. Günlük yeme içme alışkanlıklarımı değiştirdim ve kısa zamanda o hedeflediğim kilonun da altına çok sağlıklı bir şekilde indim; üstelik keyif alarak. Ve en güzeli bu hafiflik hissinden aldığım keyif nedeniyle de hep hafif olmaya devam ediyorum.
İkinci en önemli çıkarsamam ise; kontrol etmekten vazgeçmek ve doğal olarak geleni kabul etmek oldu! İşte bu beni zihnen en çok rahatlatan değişim oldu. Artık geleni kabul ediyorum; kötü de olsa içinde mutlaka bir mesaj buluyorum veya en önemlisi içinde mutlaka iyi bir şey buluyorum.
Anda olmak ya da farkındalık ya da asıl adı ile mindfulness ise başlı başına temeline oturdu hayatımın. Bu değişimi kendimde hissetmemin yanı sıra etrafımdaki bir çok insandan duyar oldum. Artık içinde olduğum anın gerçekten içindeyim sadece bedenen değil, aynı zamanda zihnen. Bir çok insandan duyarsınız belki tatil planı yapmak tatilde olmaktan daha keyifliydi diye veya tatil sonrası dönüp baktığında aslında tatil sırasında almadığı hissi, anıları yoklarken aldığını. İşte bu tam da anda olmanın değerini gösteriyor. Anı yaşamak veya anda olmak; en basit deyimiyle o anda ne yapıyorsanız, ne hissediyorsanız onu fark etmek ve onu yaşamak demek. Yani bir boşvermişlik durumu gibi asla anlaşılmasın. Bu aslında en güzel ifadeyle içinde olduğumuz anın değerini, kıymetini bilmek demek. Belki de ne yaşıyorsak onu hissetmek demek.Benim tanımlamalarım böyle uzar gider…
Giriş bölümünün bu kadar uzun olması aslında tarifin çok kısa ve sade olmasıyla da bağlantılı. Belki de anı yaşamanın en güzel deneyimlerinden biri böyle bir çikolata tadını damakta hissetmek, belki de farkında olmadan bu bağlantıyı kurmuş olabilirim kafamda. Çoğunluğun tercihi olan hazır karışımlar nedeniyle puding biraz değersizleştirilmiş durumda günümüzde. Ama aslında çikolatanın en güzel, en yalın hallerinden biri. Ve bu kadar kısa sürede ve bu kadar az malzeme ile yapılmasına rağmen çarpıcı bir etkisi olması ise onu bence çok ayrı bir yere koyuyor benim gözümde. Ama tabi bu tadı almak için özellikle kullanılan çikolatanın ve sütün kendi başına lezzetli olması gerekiyor. İyi bir çikolata ve doğal bir sütle yapacağınız bir pudingin size anda olmanın deneyimini sunacağından eminim…
Malzemeler:
- 1 lt doğal ve tam yağlı süt
- 40 gr buğday nişastası
- 140 gr toz şeker
- 240 gr bitter kuvertür çikolata*
- 1/8 çay kaşığı doğal tuz
*Bitter kuvertürdeki kakao oranı pudingin rengini ve kıvamını belirleyecektir. Damak tadınıza göre seçim sizin. Yazının başındaki ilk görsel %70 kakao oranıyla yapılmış pudingin rengini ve dokusunu gösteriyor. Beyaz tabak içinde olan puding ise %54’lük bir kakao oranına sahip. Daha koyu olanın kıvamı da daha koyu. %70 kakao nenediyle şekeri daha az olduğu için üzerine karamel sos koymak güzel oluyor. İki çikolatanın karışımı da uygulanabilir bu tarifte.
**Karamel sosun tarifi için bu cheesecake yazıma bakabilirisniz.
Ölçüleri bardak/kaşık hesabına çevirmek için bu tabloya bakabilirsiniz
Pudingin Yapımı:
- Derin bir tencerede nişasta, şeker ve tuzu karıştırın.
- Üzerine sütü ekleyin, önce kısık ateşte ardından ortadan biraz hafif ateşte sürekli karıştırarak pişirmeye başlayın.
- Yaklaşık 10 dk sonra karışım biraz kalınlaşmaya başladığında içine çikolataları ekleyin ve yine karıştırmaya devam edin.
- Yaklaşık 2-4 dk arasında çikolata tamamen erimiş ve karışım kalınlaşmış olacak.
- Karıştırıcıyı karışımdan çıkardığınızda su gibi akıp gitmek yerine birazı kalıyorsa pişmiş demektir.
- Fotoğraflarda görüldüğü şekliyle ters çevirip kullanmak için sıcakken direk kalıplara koyabilirsiniz.
- Eğer kup veya kase içerisinde servis edecekseniz ve üzerinde tabaka oluşmasın istiyorsanız önce büyük bir kaseye alıp biraz soğutup ardından servis edeceğiniz küçük kaselere alabilirsiniz.
Bu yazı daha önce 10571 kez okundu!
Puding gibi keyifli bir yazı.
Çok teşekkürler İsmet Bey.