Bir yeni yıl yazısını daha yazabiliyor olmanın değerini bilerek bu yazıya başlıyorum. Çünkü sağlıkla geçen bir yılın sonunda sağlık elden gidince ve yeni yıl planlarımı hastanede yazarken bulunca kendimi; sağlığı bu yılın en önemli konusu ilan ettim. Ciddi bir durum olmamakla birlikte kaybettiğim sağlığımı en kısa zamanda geri kazanmak ve ardından korumak öncelikli hedefim.
Nerede yanlış yaptım acaba diye çok düşündüm bu süreçte. Hani çok gurur duyduğum sağlıklı beslenme prensiplerim vardı; hani yoga sağlık, zindelik veriyordu. Her şeyi kendim yaparak en sağlıklı besinleri elde ediyordum. Bu cümleden sonra biraz aydınlamaya başladım; evet her şeyi kendim yapıyorum, üstelik bunu gecenin geç saatlerinde yapıyorum. Biraz daha geri gittim; akşamları kızımla ilgilenmek önceliğim, daha geriye gittim; bütün gün stresli ve yoğun bir işi yönetmem gerekiyor. Gündüz çalışmam yetmiyor, bir de gece ev ve mutfak mesaisinin içine bir de iş mesaisini dahil etmem gerekiyor. Bu düzende uykuya ne kadar zaman ayırabiliyorum; 5-6 saat. Evet şimdi tekrar başa dönüyorum; böyle yorucu bir düzende yaşarken sağlıklı beslenmek ve yoga ancak başıma gelenlerin gecikmesine veya daha hafif olmasına katkı sağlayabilir. Kendi yıkıcı düzenimi kendim kurmuşum, sonra da hiç dışarıdan bakıp “sen ne yapıyorsun” dememişim. Oysa arada dışarıdan bakmak lazım kendi hayatımıza; bu bazen içindeyken görmediğimiz güzellikleri gösterebilir bazen de fark etmediğimiz hatalarımızı. İşte ben bunu ancak yıl sonunda oturup bütün bir yılı gözümün önünden geçirirken fark ettim. Ve sonra hatalarımla boğuşmaktansa kabul ettim, kendimi affettim. Yeniden şekillendirdim düşüncelerimi. Artık işi akşamlarımdan çıkartacağım. Kendime hafta içinde dinlenme akşamları planlayacağım; bir film izleyeceğim, belki biraz mısır, biraz da prosecco…
Bu yıl yeniden farkındalığımı arttırmam gerekiyor . 2017’de çok büyük bir ilerleme sağlamıştım bu konuda ve o kadar iyi gelmişti ki. Oysa 2018’de içine girdiğim yorucu ve bunaltıcı iş temposu bana öyle dönemler yaşattı ki; yaşadığım anı fark etmekten de öte blok halinde haftalar ve hatta aylar geçti ve ben fark etmedim. Bütün bir yılı kronolojik olarak gözden geçirmeye kalkınca bunu daha iyi anladım. Bu yıl sık sık duracağım, ruhum ve bedenim aynı noktada olana kadar bekleyeceğim. Bunun için ilk küçük adım olarak meditasyona başlayacağım, umarım bu adımı büyütür ve bir sonraki yeni yıl yazımda bana kattıklarıyla dolu bir şekilde yazarım.
Evet uzun bir girişten sonra yılın ilk tarifine geçebilirim. Kitap için oluşturduğum, klasik kara orman pastasına Cafelontano dokunuşu yaptığım bir tarif bu. Ve minik kızına doğum gününde bu pastayı yapmak isteyen bir anne ile paylaşmak için seçmiştim aslında. Ama sonradan fark ettim yeni yıl yazımla bağlantısını; bu yıl çocuklar için özel ve güzel bir şeyler yapmak istiyorum. Henüz adı yok, içeriği yok ama hissi var, motivasyonu var, heyecanı var…
Kara orman pastasına Cafelontano dokunuşu olarak ne yaptım? Tabi ki içindeki çikolata miktarını arttırdım. Özellikle yoğun çikolatalı bir kek olan benim favori pasta kekimi kullandım. İç krema olarak en çok krem şanti kullanılır ama ben tercihimi beyaz çikolatalı mustan yana kullandım. Gerçek krem şanti ile aynı baz; yani kremanın köpürtülmesi ile elde ediliyor. Ama musa ek olarak çikolata koyuluyorken krem şantiye sadece şeker ilave ediliyor. Bir de meyveleri pişirerek daha uzun süre saklanabilen bir pasta elde etmiş oldum. Tabi şekerle hafif pişince meyvenin gerçek tadından ziyade daha sosa yakın bir tadı oluyor ama ben gerçek tadındansa bunu tercih ediyorum pastada. Bir de bu sefer meyve suyunu kaynatıp özüte dönüştürdüm ve renk vermesi için musa karıştırdım. Yapımı biraz uzun sürüyor, özellikle kek ve musu bir gece mutlaka buzdolabında bekletip ertesi gün pastayı birleştirmek gerekiyor. Ve servis yapmadan da mutlaka yine bir geceyi buzdolabında geçirmesi gerekli. Planlama yaparken buna dikkat etmek gerekiyor.
Kek için Malzemeler:
*6 adet yumurta *300 gr toz şeker *1 çorba kaşığı vanilya özütü *170 gr un *1 paket kabartma tozu *25 gr toz kakao *200 gr sütlü çikolata *200 gr bitter çikolata *100 gr sulu ev yoğurdu (hafif çırpılmış) *150 gr fındık yağı *23-25 cm çapında 2 adet kelepçeli kalıp
Yapılışı:
Çikolatayı benmari usulü veya mikrodalga fırında eritin ve oda sıcaklığına gelene kadar bekletin.
Bu sırada yumurta, şeker ve vanilya özütünü krema haline gelene kadar çırpın. Karışıma sırasıyla eritilmiş çikolatayı, yağ ve yoğurdu ekleyerek iyice çırpın. Kabartma tozu, un ve kakaoyu ekleyerek karıştırmaya devam edin.
Bu malzemelerle 2 kalıp kek oluyor. Ve mutlaka 2 ayrı kalıpta pişmesi gerekiyor. Tek kalıbınız varsa önce yarısını, sonra diğer yarısını pişirin. Ama ilk pişen kek oda sıcaklığına gelmeden kalıptan çıkarmayın. Bir de önemli olan hamuru eşit olarak ikiye bölmek. Mutlaka tartarak hamuru kalıplara koyun. Eğer tek kalıp kullanacaksanız hamuru yapacağınız kabı önceden boş olarak tartın ve ağırlığını not edin. Ardından hamur tamamlandığında tekrar tartıp hamurun ağırlığını bulun ve yarısını ilk pişecek kalıba aktarın.
180 °C’de önceden ısıtılmış fırında fansız ayarda 20-25 dk pişirin. 20. dakikadan itibaren kürdan testi yapmakta fayda var. Kürdan kuru çıktığında pişmiş demektir. Fazla pişirmek keki kurutur, az pişirmek tat olarak daha yoğun yapar ama pastayı oluştururken dengeyi bozabilir. Kekler oda sıcaklığına geldiğinde en az 2 saat buzdolabında bekletilmeli. En ideali aslında kekin bir gece buzdolabında kalması diyebiliriz. Kullanmadan önce mutlaka buzdolabında olsun, çıkarır çıkarmaz kesme işlemini yapmak gerek. Pasta yapımına başlamadan önce iki keki de kesip hangi katları nerede kullanacağınıza karar vermeniz iyi olacaktır.
Her bir kekten iki kat çıkacak ve üst kısmı boşa çıkacak. Yani alttan bir kat kesince sonra tekrar onu alt gibi düşünüp bir kat daha kesmek gerek. Böylece üst katta ince bir tabaka dışarıda kalmış olacak. Bu kat yani tabanın bir üstü olanlardan biri pastanın en alt katı, diğeri de en üst katı olmalı.Artanları da pastanın yemeye hazır olması uzun süreceğinden bekleme süresinde yiyerek değerlendirebilirsiniz. Ya da artan ganaj ve krema ile karıştırıp hamur haline getirip küçük toplar yapabilirsiniz.
Beyaz çikolatalı mus için malzemeler:
*800 ml krema *400 gr beyaz çikolata *40 gr tereyağ
Çikolatayı ben mari usulü eritin ve eridikten sonra tereyağını ekleyip karıştırın. Oda sıcaklığına gelene kadar bekletin.
Kremayı kullanmadan önce 3-4 saat buzdolabında veya 30-45 dk dondurucuda bekletin. Mümkünse çırpmak için kullanacağınız kabı da buzdolabında bekletin. Kremayı çırpma kabına alın ve hızlı ayarda çırpın.Ortalama 2-3 dk içinde krema hacmen 3 katına çıkacaktır ve sert bir hal almış olacaktır.
Üzerine erimiş çikolata ve tereyağ karışımını ilave edin ve sadece homojen olana kadar çırpın, fazla çırpmayın.
Pasta için kullanmadan önce en az 12 saat, vaktiniz varsa 24 saat buzdolabında bekletin.
Kırmızı meyveler
150 gr kırmızı meyveyi 30 gr toz şeker ile çok kısık ateşte pişirin. Meyvelerin dağılmasına izin vermeden sadece piştiğinde yani kaşık ile kesmek istediğinizde kolayca ayrıldığında ocaktan alın. Suyunu süzün ve suyunu tekrar kısık ateşte ocağa alın. Dibinde yarım çay bardağından az kalana kadar suyu kaynatmaya devam edin. Bu işlem ile içindeki fazla suyu çektirmiş oluyorsunuz ve geriye sadece özü kalmış oluyor. Bu özü daha sonra musa karıştırıp renk vermek için kullanacaksınız, oda sıcaklığına gelmesi için bekletin. Meyve parçalarını da aynı şekilde oda sıcaklığına gelene kadar bekletin. Mümkünse bu işlemi pastayı birleştireceğiniz gün yapın.
Pastanın birleştirilmesi
Keklerden birinin üt katını pastanın tabanı yaparak başlayın. Tabanı çalışacağınız tezgaha yerleştirin. Bu bir pasta standı olabilir veya bir karton pasta altlığı veya en basitiyle kekin dışına taşmayacak şekilde kesilmiş bir pişirme kağıdı. Yumurta fırçası ile kekin üzerini hafifçe süpürün ki kırıntılar varsa temizlensin.
Beyaz çikolatalı musu 4 eşit parçaya ayırın ve ayrı ayrı geniş tabaklara koyun. 1 tanesini üst kaplamada kullanmak üzere buzdolabına kaldırın. Diğer üçüne meyve parçalarını ve meyve suyu özünü eşit bir şekilde dağıtın ama sadece kremanın üstüne serpiştirin, karıştırmayın. Musu kek üzerine yaydığınızda renkli malzemelerin beyazla karışması güzel bir mozaik görüntüsü sağlayacaktır. Sadece çalışacağınız ilk kat keki ve musunu dışarıda bırakıp diğerlerini buzdolabına kaldırın.
İlk katın üzerine musu koyun ve her tarafına eşit miktarda dağılana kadar yayın. Pastanın katlarını yerleştirdikçe bir baskı oluşacağından ve bu baskı kremayı kenarlara doğru iteceğinden kenardaki krema ortaya göre biraz daha az olsun. Ama mutlaka kenarı kaplasın ve üst kat koyulduğunda açıklık kalmasın.
İkinci kat olarak ilk kekin taban katını kullanın. Üçüncü kat için diğer kekin alt katını kullanın. Üzerine musu ekleyin ve yumuşak hareketlerle yayın. Son kat olarak yine bir üst kat kullanın ki üst görünüm düz olsun. Üzerini yumurta fırçası ile süpürün. Özellikle en üst kat için bu süpürme işlemi çok önemli.
En üst katı yerleştirdikten sonra yanlardan pastanın katlarının görüntüsüne bakın. Boşluklar varsa önce buraları doldurun. Kaplama için ayırdığınız sade musu kullanın. Ardından çok ince bir tabaka musu sadece yanları kaplamak için kullanın ve soğuyup biraz katların birbirini tutması için 30 dk buzdolabında bekletin. Bu bekletme sürecini geçebilirsiniz eğer zamanınız yoksa, olmazsa olmaz değil ama güzel bir kaplama için gerekli.
Dolaptan çıkardıktan sonra önce üst kısma musu yayarak yumuşak ama aynı zamanda seri hareketlerle kaplayın. Kullandığınız bıçağı sık sık yenileyin ki krema bulaşan bıçak görüntüyü bozmasın. Üst tarafı düzelttikten sonra yanları kaplayın; küçük küçük ve yumuşak hareketlerle. Kaplama için ayırdığınız musun üçte birini süsleme için ayırmanız gerekli.
Kaplama işlemi bittikten sonra süslemenin ilk etabına geçebilirsiniz. Krema sıkma aparatı ile üst kata fotoğrafta gördüğünüz gibi yer yer şekiller yapabilirsiniz. Bunun için üst kaplamada kullanılan musu kullanmanız yeterli. Krema sıkma aparatının tırtıklı başlığını kullanarak sadece küçük bir halka yapıp halkanın ucunu halkanın ortasına kadar getirip yukarı doğru kaldırarak sıkma işlemini tamamladığınızda fotoğraftaki şekli elde etmiş olursunuz. Önce bir tabak üstünde şekil vermeyi denerseniz eliniz alıştığında pasta üstüne geçersiniz ve denemeyi tabak üzerine yaptığınız için orda kullandığınız kremayı tekrar sıkmak için kullanabilirsiniz. Pasta üstüne sıktığınız şekli beğenmezseniz yine pasta üstünden de hafif bir dokunuşla alıp tekrar sıkmak için kullanabilirsiniz. Şekillerle süslemeyi tamamladıktan sonra pastayı buzdolabına alın.
Kalıp çikolatayı 5 dk dondurucuda bekletin, ardından sebze soyacağı ile veya bir bıçak ile kalıp üzerinde kaydırarak yaprak şeklinde kesikler elde edin. Çok ince olarak çikolatanın başından sonuna kadar gitmeye çalışın ki kalıptan ayrılan ince katman çikolata dönerek bir şekil alsın. Oluşturduğunuz şekilleri 10 dk dondurucuda bekletin. Ardından pastayı buzdolabından çıkarıp üstünü ve yanlarını çikolata parçaları ile süsleyin. Yanları kaplamak için pastanın biraz havada olması daha iyi olacaktır; bir kişi pastayı havada tutarken siz de kenarlara süsleri yapıştırabilirsiniz.
Pastayı en az 1 gece buzdolabında beklettikten sonra servis yapabilirsiniz. İçindeki meyveler pişmiş olduğu için çiğ meyve kullanılan pastalara göre ömrü daha uzun süreli olur.
Bu yazı daha önce 9720 kez okundu!
Mükemmel gözüküyor ellerinize sağlık☺ çilekli pastanıza benziyor..yemelere doyamadığım çok tatlı kremasıyla mutlaka bunuda deniyeceğim
yeni yılınız çok güzel,sağlıkla,huzurla geçsin inşallah..Çok çok geçmiş olsun çok üzüldüm..acil şifalar dilerim..kararlarınızın size çok güzel bir yıl yaşatması dileğimle..siz hep olun ara arada olsa tatlı tariflerinizle hem gözümüze hem midemize hitap edin olurmu
Çok teşekkürler Gülşah hanım 🙂
Ben de size sağlıklı, mutlu bir yıl dilerim.
Sevgiler
Öncelikle geçmişler olsun Elif Hanımcım inşaallah kendinize vakit ayırmayı ve dinlenmeyi ihmal etmezsiniz. Pastanız muhteşem görünüyor ilk fırsatta yapılacaklar listesine eklendi bile ellerinize sağlık…
Çok geçmiş olsun yeni yıl size 2018’ i unutturacak kadar güzel geçsin inşallah
Leyla Hanım çok teşekkür ederim, eksik olmayın, çok naziksiniz.
sevgiler
Çok teşekkür ederim Ümmühan Hanım, hepimiz için güzel geçsin inşallah.
Sevgiler