Brownie Cookies!

Bugünlerde uzun uzun yazasım var; biraz psikoloji, biraz sosyoloji ve hayatımızı alt üst eden ekonomi üzerine. Çok basit bir gözlemden yola çıkarak toplumdaki değişime takıldım son dönemde. Yaklaşık 6 yıldır aktif araç kullanarak İstanbul trafiğindeyim. Geçen yıl da dikkatimi çekiyordu; şimdi nedense daha çok takılıyorum. Konu; kendisine yeşil yandığında diğer şeritten gelip onun yolunu tıkayan araba nedeniyle geçemeyen şoförün daha sonra kendisine kırmızı yandığı halde diğer yönden gelen araca karşı geçmeye çalışması. Bu bir yoğun trafik problemi değil. Bu toplumsal değişimin getirdiği bir problem bence. Artık her alanda olduğu gibi trafikte de “önce ben” diyor insanlar, “benim hakkım” diyor, “benim hakkımı yediler geçemedim ben de onların hakkını yerim” diyor, “yasaksa ona da yasaktı ama o geçti” diyor ve geçmeye çalışıyor. Tabi o da aynı şeyi yapınca yeşilde geçemeyen diğer taraf da aynı şeyi yapıyor ve döngü başlıyor. Başkasının hakkını yemek uğruna hak savaşına girenler toplumsal veya yasal herhangi bir kural ve yasayı da dinlemez oluyor ve ortaya çirkin bir karmaşa çıkıyor. Geçen sene bunu daha yoğun yolların kesiştiği ışıklarda görürdüm; bu sene çok daha az trafik alan yerlerde bile görüyorum. Kendisine kırmızı yanarken ve yeşil yanan şeritten arabalar geçerken yola dalan bu insanların gerekçesi ya da mantığı nedir, bir türlü kafam almıyor. Bir toplumu bir arada tutan şey karşılıklı saygı ve sevgi olmalıyken, artık bizde saygının pek kalmadığını düşünüyorum. Bir ekonomik kriz geçiriyor bugün ülkemiz ama temelinde sosyolojik ve psikolojik değişimler de var. Ben merkezli bir toplumun krize gitmesi çok olağan; umarım krizden toplum olarak olgunlaşarak ve birbirimize tekrar bağlanmayı başararak çıkarız.

Yazıya böyle başlayıp browniyle konuyu nasıl bağlayacağımı ben de merak ediyorum doğrusu. Sanırım nedeni, sonbaharla birlikte gelen ekonomik krizin yarattığı ortamda bir de güneşi kaybetmeye başlayınca benim girdiğim bunalımdı. Ama geçen hafta sonu biraz kendime döndüm ve sorunu çözdüm 🙂 Ve pasta çalışmalarıma, kitap yazmaya, blog yazmaya hızlıca giriş yaptım. Kitabım bitmek üzereyken yepyeni bir tarif daha keşfetmenin mutluluğuyla hemen blogda paylaşmak istedim. Brownie mutfaklarımıza ve caflerimize bu kadar çok girmişken brownie kurabiyeleri nasıl girmemiş biraz şaşırdım açıkcası. Bence nefis bir şey ve de çok pratik, hem yaparken hem de yerken.

Malzemeler:

*45 gr tereyağı *230 gr bitter çikolata *75 gr toz şeker  *75 gr esmer toz şeker *2 yumurta *100 gr un *20 gr kakao   *1 tutam tuz *1 çay kaşığı (3 gr) kabartma tozu *50 gr çikolata parçası/damlası

Yapımı:

Çikolatayı mikrodalga fırında veya benmari usulü eritin. Aynı şekilde tereyağını da eritin.

Yumurta ve şekeri bir kapta mikser ile 5 dk çırpın.

Ardından oda sıcaklığına gelmiş çikolata ve tereyağını ekleyin ve 1 dk düşük ayarda çırpın. Un, kabartma tozu,tuz  ve kakaoyu eleyerek ekleyin ve 1 dk daha düşük ayarda çırpın.

Hamur homojen olduktan sonra çikolata parçalarını veya damla çikolatayı ekleyin ve bir spatula ile  hafifçe karıştırın. Hamur biraz sakız gibi elastikiyet kazanacak bu aşamada.Üzerini örtüp 30 dk buzdolabında bekletin, elinizle şekil verebileceğiniz bir kıvama gelmesi gerekiyor.

Hamuru 40 gramlık parçalara ayırın tartarak ve sonra her birini elinizde yuvarlak hale getirin. Top gibi bir yuvarlaktan daha yaygın bir yuvarlak olması gerekiyor. Yani 3-4 cm çapında yuvarlak yapın.

Pişerken genişleme oranı biraz yüksek olduğundan kurabiyelerin arasının oldukça açık olacak şekilde yerleştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle 2 tepsi halinde pişirmek daha uygun olur.

Önceden ısıtılmış fırında 170 ºC’de fanlı ayarda 12 dk pişirin. Oda sıcaklığına geldiğinde servise hazırdır.

[instagram-feed]

Bu yazı daha önce 22269 kez okundu!