Biraz geç kalmış gibi görünsem de, bu soğuk kış gününde fotoğrafların içinizi ısıtması bile yayımlamam için doğru zamanı işaret edebilir. Haziran ayındaki tatilimizden sonra Beef & Fish dergisi için hazırlamıştım bu yazıyı. Ekim Kasım sayısında öncelikle dergide yayınladığı için şimdi sıra Cafelontano’da.
Yazın bir adada olma fikri çekici gelmez mi? Ada denildiğinde tatlı bir huzur kaplar insanın içini. Bir Yunan adası denildiğinde ise neşeli Akdeniz insanlarının, denizin bonkörlüğü ve uzo ile şenlendirdiği sofralar gelir akla. Deniz mahsullerini sevenler için Yunan adaları adeta bir cennettir…
Adanın başkenti olan ve aynı zamanda limana ev sahipliği yapan Midilli (Mitilini) şehrinden dolayı dilimize Midilli Adası olarak geçmiş olsa da adanın asıl adı Lesvos. Girit ve Eğriboğaz’dan sonra Yunanistan’ın en büyük üçüncü adası. Ege adalarına kıyasla oldukça yeşil olduğu söylenebilir. Bu yeşilliğin %79’unu ve tüm ada alanının %28’ini oluşturan ise zeytin ağaçları. Adada 11 milyon zeytin ağacına karşılık 87.000 kişi yaşıyor; yani kişi başına düşen zeytin ağacı sayısı 126. Bu muhteşem istatistikten de anlaşılacağı üzere, Midilli Adası, Yunanistan’ın en çok zeytinyağı üreten bölgesi.
Midilli Adası’nın Yunan kültürüne bir başka katkısı ise uzo üretimi. Adanın güneyinde yer alan Plomari kasabası, Barbayannis, Ouzo of Plomari gibi Yunanistan’ın en büyük uzo üreticilerine ev sahipliği yapıyor. Uzo üretiminin merkezine gitmişken, yapımını görmek isteyenler için Barbayannis’in uzo üretim müzesi görülmeye değer.
Adanın resmi başkenti Mitilini olsa da, turizm başkenti kuzeyde yer alan eski liman şehri Molyvos. Bizanslılardan kalma bir kalenin yerleştiği tepenin eteklerine kurulmuş olan Molyvos, birbirinden güzel taş evleri, çiçeklerle kaplanmış sokakları, küçük meydanları ve neredeyse heryerinden görülebilen manzarası ile büyüleyici bir şehir. Bu güzellik, içinde yaşayan insanlara da yansımış; öyle ki bir şehirde herkes bu kadar güler yüzlü, sıcak ve yardımsever olabilir mi diye şaşırıyor insan.
Molyvos, küçük plajına rağmen konaklama ve yeme içme konusunda fazlaca seçenek sunuyor. Denize girmek için alternatif arayanlar adanın diğer liman bölgelerine veya koylarına gidebilirler. Kum plaj arayanlar için Petra, Anoxos, Erosos, Hrousos, Skala Kallonis ve Vatera, kuzey Ege’nin serin denizini sevenler için ise çakıllı plajları ile Eftalou, Xabelia, Drota ve Skala Sikamineas alternatif istikametler.
Doğanın cömertliği ile muhteşem koylara sahip olan Midilli Adası, zenginbir deniz mutfağına sahip. Bu mutfağın en popüler aktörleri şüphesiz sardalya, ahtapot, kalamar, karides ve uskumru. Deniz ürünleri sadece restoranların mutfağı ile sınırlı kalmıyor; evlerin mutfaklarında da önemli bir yeri var. Öyle ki balıkçılar sokak aralarında dolaşarak mahalle sakinlerine satış yapıyor. En çok tercih edilen ürünlerin başında ise ahtapot geliyor.
Yunan mutfağının lezzetini, Midilli Adası’nda neredeyse her restoranda yüksek kalitede bulabilirsiniz. Bu kalitenin standarda dönüşmüş olmasının en önemli nedeni ürünlerin taze olması ve hatta sadece taze ürün kullanma koşulu diyebiliriz. “Taverna” olarak adlandırılan küçük sahil restoranları, bu mutfağın en güzel temsilcilerindendir. Hiç kimsenin olmadığı, yaşlı bir adamın yemek hazırladığı ıssız bir sahil restoranında çok güzel yemekler yerseniz şaşırmayın. Sadece dikkat etmeniz gereken dışarısında bolca ingilizce yazıların olduğu restoranlar. Çünkü bu restoranlar turistlerin ihtiyaçlarına odaklanıp Yunan mutfağının güzelliğini ıskalayabiliyor.
İşte bu deniz mahsülü cennetinden bir kaç öneri:
Tropicana Restaurant
Büyük bir çınar ağacının yapraklarının örttüğü, etrafı birbirinden güzel evlerle çevrili küçük bir meydanda yer alıyor Tropicana. Gün batımında çınarın yapraklarının arasından süzülen ışıklar ve fondan gelen rum müziği, meydanı bir masal sahnesine çevirirken Tropicana’nın yemekleri de eklendiğinde cennette hissediyor insan kendini. Tropicana Taxia ve Yannis adında tatlı bir çift tarafından işletiliyor. Yemekler Yannis tarafından yapılıyor, servis ve işletme ise Taxia’da. Taxia, her müşteri ile tek tek ilgileniyor ve müşterileri evinde ağırlar gibi misafir ediyor.Bu karşı koyulmaz Akdeniz sıcaklığı nedeniyle tekrar tekrar gitmek istiyor insan bu restorana.
Yannis aynı zamanda bir çiftlik işletiyor ve restoranda kullandığı ürünlerin çoğunu orada üretiyor. Her yemekte bolca kullandığı zeytinyağı da kendi zeytin ağaçlarından. Mutfağa girdiğimde görüyorum ki taze ve mevsime özgü ürünlerle hazırlanan yemeklere bir de mutfakta keyifle çalışan bir ekip eklenmiş. Yemeklerin farkının nereden geldiği anlaşılıyor…
Biz masamızı deniz ürünlerinden sardalya, şarap soslu ahtapot, karides saganaki, kalamar tavaile şenlendirsek de mutfakta Tropicana’nın başka sipesyalleri olduğunu görüyorum: Yannis’in kendi çiftliğinde yetiştirdiği kuzuları kullanarak hazırladığı erik ve kuru kayısılı fırınlanmış kuzu. Bu yemeği, tercihini etten yana kullanacak olanlara tavsiye ederim. Tablo gibi görünen meydandaki masada geçirdiğim zaman sonrasında Tropicana’nın Midilli Adası tatilinin olmazsa olmazı olduğuna karar veriyorum.
Octopus
Molyvos Limanı’nın en güzel köşesinde, denizin hemen yanında, balıkçı tekneleri eşliğinde, tadına doyulmaz deniz mahsülleri yemek için mükemmel bir seçim. Bir de bu yemek gün batımına denk gelirse, işte o zaman mutluluktan başınız dönebilir. Esas alanı mezeler ve deniz mahsülleri olmakla birlikte et ürünleri konusunda da oldukça başarılı bir restoran Octopus. Şarap sosunda ahtapot yemek için ise en uygun adreslerden biri.
Kalnterimi
Bir restoranın, hem yerlilerin hem de turistlerin bir numaralı tercihi olması pek rastlanan bir durum değildir ama rastlandığında Kalnterimi gibi efsanevi bir restoran olarak çıkar karşımıza. Mitilini şehrinin merkezinde, sahilde görünen klisenin hemen arkasında yer alır. Kaldırımlara atılan masaların üzerinde birbirinden nefis deniz ürünleri, soğuk mezeler yiyebilirsiniz. Ahtapot ve kalamarın her çeşidinin denenmesi gereken bir adres.
Adonis
Skala Erossos’da deniz kenarında sıcak bir aile işletmesi daha. Meze ve taze deniz mahsüllerinin yanı sıra fırında pişirdikleri kuzu ile de tanınıyorlar. İşletmecilerden Nikos’un müziğe ilgisi sayesinde yemek sırasında birbirinden güzel Yunan müzikleri dinleyebilirsiniz, en çok çaldıkları ise Yunanistan’ın uluslararası arenada tanınan sanatçılarından Dalaras.
Eftalou Taverne
Eftalou koyunun serin suyunda yüzdükten sonra Eftalou restoranda taze deniz ürünleri ile mutluluğunuzu katlayabilirsiniz. Şef Manolis, adanın en iyi şeflerinden biri olarak biliniyor. Restoranın uzun ağaçlarla çevrili bahçesi ise ayrı bir huzur kaynağı.
Akrotiri
Vatera, adanın en iyi balıkçılık bölgesi olduğundan buradaki neredeyse tüm tavernalarda yüksek kalitede deniz ürünleri bulabilirsiniz. Akrotiri ise bunlardan sadece biri. Sahibi Dimitris aynı zamanda balıkçı olduğundan restoranda kullandığı ürünlerin çeşitliliği oldukça fazla. Taze ürünlerin yanı sıra Lakerda’sı da oldukça güzel. Balık çorbası ve yengeçli makarnasını tatmak için bir gün önceden arayıp bildirmeniz gerekiyor.
Blue Sea
Plomari sahilinin kendi küçük lezzeti büyük tavernalarından biri. Deniz kenarındaki masasına kurulup en taze ürünlerle ve neşe dolu Yunan misafirperverliği ile keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Menüye yine deniz ürünleri ve mezeler hakim.
Bu yazı daha önce 12445 kez okundu!
