Bu yazının amacı Roma’nın kalıcı güzelliğini yeni fotoğraflarla göstermekti ama bunu düşünürken ülkemizin ve özellikle de İstanbul’un korunmayan ve hatta yok edilen güzellikleri geldi tabi ki aklıma ve hüzünlü bir başlangıç yapmak mecburi oldu. Bir de üstüne yazıya eklemek istediğim müziği yotube aracılığıyla koyamayınca hüznüm iyice arttı.
Evet yasaklara karşı alternatif yol her zaman vardır: Buyrun bu yazı için fona uygun gördüğüm müzik: Guaglione Belki bu müzik biraz neşelendirir bu hüzünlü açılıştan sonra.
Piazza Navona
Roma’ya 3 yıl aradan sonra ikinci kez gittim. İlk seyahatte bu güzellikleri ve tarihi görmek şaşkınlık ve hayranlık uyandırıp aşık etmişti beni şehre, şimdi ise bir olgunlukla aşkımı tazeledim ve keyifle izledim şehrin güzelliklerini.
Bu yazıda anlatmayacağım şehri aslında çünkü daha önceki yazılarımda bolca anlattım. Buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Roma kategorisinden Roma’da yeme içme hikayelerini, pazarları okuyabilir ve fotoğraflara ulaşabilirsiniz.
Yağmurlu bir günde Ponte Sisto
Villa Borghese
Hüznü dağıtayım diyorum ama olmuyor tabi bu güzelliklere bakınca. Roma’nın şehir merkezinde 80 hektarlık bu park 1605 yılında ilk kez düzenlenerek bahçe haline gelmiş ve 1903 yılında halka açılmış.
Piazza del Popolo
Campo dei Fiori’nin ara sokakları
Piazza Navona
Piazza Navona
Piazza del Popolo
Piazza Navona
Trevi Çeşmesi
Trevi Çeşmesi’nde 2011 yılında bir dilek dilemiştim ve gerçekleşti. Tabi yeni dilekler için paralar sağdan soldan fırlatıldı tekrar.
Campo dei Fiori
Bu seyahatimde Roma’yı daha iyi tanıyor olmanın avantajı ve bir önceki seyahatteki kötü deneyimlerden edinilen derslerle yeme içme konusunda çok daha başarılı tercihler yaptım. Roma kategorisinden ulaşabilirsiniz bu yazılara.
İspanyol Merdivenleri
Yağmur demeden sağnak demeden çalmaya devam ettiler ve güzel bir hatıra bıraktılar bizde.
İkinci seyahatin olgunluğu ile kalınacak bölge tercihimi en sevdiğim bölge ilan ettiğim Trastevere’den yana kullandım. Ve tabi eski bir binada kalmak, biraz daha lokal olmak istedim ve yukarıda görünen fotoğrafın çekildiği evde kaldım. Bu sokağa bakan camdı, diğer tarafta ise karşı binalara bakıyordu ve hemen karşısında bir fırın vardı. Sabahları fırından gelen nefis kokularla uyanıp, fırından yeni çıkmış foccacialar ile kahvaltı yapmak çok güzeldi…
Bu yazı daha önce 5070 kez okundu!
